
Borçlu olduğunuz bir icra dosyasında takibin kesinleşmesi neticesinde sırasıyla haciz, satış, paraların ödenmesi aşamasına geçilir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda ise haciz safhasında haczedilmesi mümkün olmayan mallara ilişkin birçok düzenleme mevcuttur. Fakat çalışma konumuz yalnızca borçlunun haline münasip evi kapsamında düzenlenmiştir.
İlgili yasal düzenleme ile belirli şartlar dahilinde, yasal olarak kesinleşmiş bir icra takibinin borçlusu olsanız dahi, barınma hakkınız alacaklılarınıza karşı koruma altına alınmıştır.
Yasal mevzuat uyarınca, borçlunun haline münasip evi haczedilemez mallar arasında sayılmıştır. Mevcut sosyal statü ve şartlarınıza uygun, ailenizin ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte ve asgari yaşam standartlarınızı karşılayacak konutunuzun haczedilmesi kural olarak hukuka aykırıdır.
Fakat bu kural kapsamında iddianızın değerlendirilebilmesi için gerekli yasal süre içerisinde İcra Mahkemesine başvurarak meskeniyet iddiası/şikayetinde bulunmanız gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir. Yasal süre içerisinde bu iddianızı ileri sürmemeniz halinde hakkınız sona erecek ve bir daha bu iddianızı ileri sürme imkanınız bulunmayacaktır.
Yapacağınız meskeniyet şikayeti sonrası İcra Mahkemesince keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle haczedilen konutunuzun “haline münasip bir ev” olup olmadığı değerlendirilerek haczin kaldırılmasına veya haczin devamına karar verilecektir.
Dava şartları, hak düşürücü süreler ve sair hususlar uyarınca profesyonel hukuk hizmeti almanızı tavsiye ederiz.